Tarladaki görselleriyle büyüleyen ayçiçeği hakkında bilmemiz gerekenler

Published by Kübra Yurttaş on

İnsan beslenmesinde, özellikle bitkisel yağların önemi büyüktür. Ülkemiz bitkisel yağ üretiminde en büyük payı alan ve yağ bitkileri üretiminde başta gelen ayçiçeği, Trakya, Ege Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi olmak üzere birçok bölgemizde yetişebilmektedir.

Tohumlarında bulunan %45-50 oranındaki yağ hem sıvı yağ, hem de margarin sanayiinde kullanılmaktadır. Ayrıca, çerez olarak tüketilen ayçiçeği, küspesinden de hayvan yemi olarak yararlanılmaktadır.

Ayçiçeğinin Ekolojik İstekleri

Ayçiçeği bitkisi oluşturduğu kuvvetli ve derinlere gidebilen kök sistemi nedeniyle kurağa nispeten dayanıklı bir bitkidir. İlkbaharın geç donlarına karşı çok hassas değildir. Genç bitkiler donmaya karşı dayanıklıdırlar.

Ayçiçeği gelişmiş kök sistemi ile 3 m derindeki suyu kullanabilmektedir. Kurağa karşı yüksek derecede toleranslı olmasına rağmen, kuraklığın uzun süre devamı halinde tablalar küçük kalmakta, tohum bağlama düşük düzeyde olmakta ve verim önemli ölçüde azalmaktadır. Ayçiçeği ışığı ve güneşi seven bir tür olarak, yeterli miktarda ışığa gereksinim duyar, gölgeyi sevmez.

Ekim ve Tohumluk

İyi bir tohum yatağı hazırladıktan sonra, ayçiçeğinde pnömatik mibzerlerle ekim yapılır. Yapılan araştırmalar sonucunda; sonbaharda soklu pulluk ile sürüm, ilkbaharda kazayağı ve ardından tırmık ile yapılan tohum yatağı hazırlığı en ekonomik toprak işleme yöntemi olarak belirlenmiştir.

Ekilecek çeşitlerin yüksek kalitede ve yüksek bir çimlenme yüzdesine sahip olması, saf ve hastalıklardan ve yabancı ot tohumlarından ari olması, üretim risklerini azaltır. Tohum iriliği ve test ağırlığı da verim açısından bir diğer önemli faktördür. Bir diğer faktör de, çeşidin sap sağlamlığı ve iyi bir kök sistemine sahip olmasıdır. Çünkü sağlam bir sap, rüzgârlardan aşırı düzeyde etkilenmez. Özellikle yağışlardan sonra esen aşırı rüzgârlar, bitkilerde yatmalara neden olmaktadır.

Ayçiçeği topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldıran bir bitki olup, bu nedenle üst üste ayçiçeği ekiminden kaçınılmalıdır. Bundan dolayı, kurak alanlarda genelde Buğday-Ayçiçeği ekim nöbeti uygulanır. Sulu alanlarda ise, şeker pancarı, yem bitkileri ve mısır ekim nöbetine girebilir. Yine ülkemizde ikinci ürün olarak buğdaydan veya kışlık ekilen diğer ürünlerden sonra ekimi yapılmaktadır.

Gübreleme ve Sulama

Tüm yeşil bitkiler gibi, ayçiçeği de büyüme için en az 16 elemente ihtiyaç duyar. Oksijen, hidrojen ve karbon gibi elementleri su ve havadan alır. Azot fosfor ve kükürt herhangi bir iklim bölgesindeki topraklarda eksikliği bulunabilir. Bunun yanında iz elementlerden demir, manganez, çinko, bakır, molibden, bor ve klor eksikliği fazla olmamakla birlikte birçok toprakta görülebilir. Toprak analizi yapılıp tarlanın besin maddesi içeriği belirtildikten sonra gübre uygulamak son derece önemlidir.

Ayçiçeğinde en hassas devre, çiçeklenme öncesi tablaların oluşmaya başladığı devre ile süt olum devresi arasıdır. Bu devrede oluşan, suya olan stres, verimde geri gelmeyecek kayıplar ortaya çıkarır. Özellikle ayçiçeği bitkisinin suya duyduğu ihtiyaç, çiçeklenme zamanında en üst seviyeye çıkar. Bundan dolayı bu devrelerde yağış yoksa yüksek verim için ayçiçeği mutlaka sulanmalıdır.

Hastalık ve Zararlıları

Zararlılar:

  • Makaslı Böcek
  • Salyangoz
  • Kuşlar
  • Bunların dışında Bozkurt, Çizgili Yaprak Kurdu, Yeşil Kurt, Kırmızı Örümcek gibi zararlılardır.

Hastalıklar:

  • Orobans (Canavar otu)
  • Gövde ve tabla çürüklüğü hastalığı
  • Pas hastalığı
  • Bunların dışında solgunluk hastalığı, yaprak leke hastalığı, çökerten hastalığı, kömür çürüklüğü gibi hastalıklardır.

Hasat ve Depolama

Ülkemizde, eğer iklim koşulları uygun olursa, kurak şartlarda normal verimli bir toprakta 250-300 kg/da civarında bir tane verimi alınabilir. Sulu şartlarda ise, toprak verimliliğine ve sulama sayısına bağlı olarak tane verimi, 350-500 kg/da arasında değişir.

Ayçiçeği tablasının arkası ve tabla kenarındaki brakte yapraklarının % 50’si kahverengi renge dönüştüğünde, bitkiler hemen hemen çiçeklenmeden 1 1,5 ay sonra tane nemi % 35’e ulaştığı zaman fizyolojik olgunluğa erişmiş olur. Ancak hasadın yapılabilmesi için tablanın, gövdenin ve yaprakların tamamen kahverengi renge dönüşmüş olması ve tanedeki nem oranının % 9-10’a düşmesi gereklidir. Çünkü ayçiçeği yağlı tohuma sahip olduğu için yüksek nemde depolandığında, taneler kısa zamanda kızışır ve bozulur. Bu nedenle hasatta tane neminin % 10’un altında olması son derece önemlidir.

Zamanında yapılmayan hasat özellikle bazı çeşitlerde tane dökmeye sebep olacağından, ayçiçeği hasadı fazla geciktirilmemelidir.

Bu haftaki yazımızda ayçiçeği tarımına ilişkin bilgi sahibi olduk. Ayçiçeği yetiştiriciliği yaptığınız tarlanızın üretim sezonunu takip etmek, gelişim geriliklerini erkenden fark etmek ve artan üretim girdilerini minimum seviyeye indirebilmek adına saha ziyaretlerini azaltmak için Agrovisio web ve mobil platformlarını kullanabilirsiniz.

Diğer yazılarımızda görüşmek üzere…

Agrovisio sosyal medyalarını takip etmeyi unutmayın 😇 

REFERANS:

Prof. Dr. Halis ARIOĞLU

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Çiftçi Broşürü, No:136, Ayçiçeği Tarımı, Dr. A. Şemsettin TAN

Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ayçiçeği Tarımı (Yazar: Doç. Dr. Yalçın KAYA)

Categories: Genel

0 Comments

Leave a Reply

Avatar placeholder

Your email address will not be published. Required fields are marked *